KISA
KISA… FİLİSTİN 18…
RÜYA…
İPUCU…
3. Sana bu Kur’an’ı
vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce sen bunlardan
habersiz idin. 4. Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on
bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı”
demişti. 5. Babası, şöyle dedi: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma.
Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” 6. “İşte
Rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek
ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve
Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Şüphesiz ki, Rabbin hakkıyla bilendir, hüküm
ve hikmet sahibidir.”
K.Kerim, bir tarih kitabı değildir; ancak, eski kavimlerden
ve kişiliklerden bahsederek günümüz insanına modelleme yapar… Bu surede de
Efendimize hitaben “Biz sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz” diyerek
dikkatte algıda seçiciliği vurgulamış olur.
Gelelim rüya meselesine…
Rüya hayatın bir gerçeği… Hayat iki alandan oluşur ŞUUR’lu
alan… Kontrolümüzdeki alan. Bir de ŞUURALTI ALAN… kontrol edemediğimiz
hatta bazen bizi kendisinin kontrol
ettiği alan… ŞUURALTI…
-Mirim zaten şuuraltını kontrol edebilsen kendini aştın
demektir.
-Evet. İslami literatürde
RÜYA’nın bir gerçekliği vardır. Hatta ikiye ayrılır SADIKA doğru sahih
gerçekçi rüya diye. Bir de KAZİBE yalancı rüya var. Gerçeklere uymayan hafakan vehim kuruntu
dediğimiz… Efendimize bazı vahiylerin ayet ve surelerin uykuda rüya esnasında
indiği kendi rivayeti ile gerçek kabul ediyoruz. Rüyay-ı sadıka veya Saliha o
işte…
Şimdi başlığımızı değerlendirip konuyu devam ettirelim.
Hayatta iki alan var bilgi açısından. Somut ispat alanında
bulunan bilgiler… Mesela saf su deniz seviyesinde 1000’de kaynar ve
00’de donar… Buna inanmaya gerek yoktur. Zira ispat alanında bir
bilgidir… Denersin defalarca aynı neticeye de ulaşırsın…
Bir de inanç alanı bilgileri vardır… Bunlarda ispat
aranmaz. İkna ve kanaat geçerlidir… İşte
burada C. Hakk biz insanoğluna bazı ipuçları vererek bizim inanmamızı
kolaylaştırmıştır.
Kadere imanın ipucu da “RÜYA”lardır… Rüya, -ileriye yönelik
görülerek- gerçekleştiğinde; bir kader
yazgı olgusunun varlığının bir kanıtıdır. Hz. Yusuf’un başına geleceklerini de
C. Hakk rüya yoluyla işaret etmiş ve
Yusuf bu olayları yaşamıştır ailesi ile birlikte.Bizlerse de bir ipucu
vererek kadere inanmamız gerektiğini işaret etmiş olmaktadır.
Hz. Yusuf’un gördüğü baba Yakub’un yorduğu rüyanın bize
düşündürdüğü budur.
Yusuf Suresini okuyup düşünceden uzak kalırsak Hz. Ali Efendimizin “Hayber Kalasi Fethi”
hikayesi ve “Kesikbaş” hikayesinden farkı kalmaz.
İYİ PAZARLAR…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder