15 Ocak 2018 Pazartesi

AH ŞU LİDERLER... GİZLİ GÜNDEM...

AH ŞU LİDERLER… GİZLİ GÜNDEM…
Hoca’nın biri abartmış; günün her saatinde K.Kerim okur, tefsirle inceler, falan derken; bir ailesi olduğunu, onlarında nefsani zevk eğlence taleplerinin olduğunu unutur… Bir gün böyle beş gün böyle gına gelir kadına kıza da; ortaya amiyane bir halk darb-ı meseli çıkar: “Her gün Kur’an her gün Kur’an, yoldan çıksın yanında duran.”
Haydi gelin bugün biraz tahlillerde bulunalım. Liderleri konuşalım aklımız erdiğince.
-Mirim konuya ben başlayayım.
-Hay hay.
-Bir kişi hakkında lehte ve aleyhte konuşanlar varsa dip ve zirve yapıyorsa o kişi liderdir.
-Doğru. Ama bu konu çooook su götürür… Öğünerek söylediğimiz takdir edip göklere çıkardığımız iyi bir haslet deyip modellediğimiz bir davranış, Fatih Sultan Mehmet’in sözü: “ Eğer düşüncemi sakalımdan bir tel anlasaydı onu yolar atardım.” Fatih’e çevresi devlet işleriyle alakalı bir soru sorar: “Hünkarım sefer hazırlığına başlayın buyurdunuz… Sefer nereye? Ona göre hazırlanalım…” Sorusunun cevabıdır o…
Biz bu cevaba meftunuzdur… Saatlerce konuşur yüzlerce sayfa makale yazabiliriz.. Halbuki bu cevabın arka planına baktığınızda, her liderin; gizli bir gündeminin olduğunu, onu zihninde kalbinde taşıdığını, asıl hedefinin o olduğunu düşünmeyiz.   Zaten onu sezdiğinizde de o lider size düşman olur çıkar… Önce itibarsızlaştırır; daha da yetmedi mi, seni suçlu ilan eder, elindeki her türlü siyasi, sosyal, kanuni erki senin aleyhine kullanmaktan da çekinmez.
Tarihte lider vasfında görev yapmış ne kadar devlet adamı varsa hepsi bu yola baş vurmuştur az veya çok…
-Mirim Atatürk ve İnönü içinde mi geçerli bu tahlil?
-Atatürk için denebilir ama İnönü için denilemez. İnönü daha bir bürokrattır. Askeri bürokrat… Atatürk bir şeyi emrederken; ya kuvvetli bir temele dayandırır ya da insanları şu veya bu şekilde ikna eder öyle ulaşırdı hedefine. Çanakkale’de mermisi bitmiş bozulmuş  kaçmakta olan piyade birliklerimize; süngü taktırıp yeniden savaş vaziyetine sokar ve : “Ben size ölmenizi emrediyorum.” Emrini verir. Bu emrin arkasında herkes karizma ararken, askerimizdeki; şahadet aşkı, vatan sevgisi ve Allah korkusunu atlar görmezden gelir. Mustafa Kemal bu temel duyguya dayandırmıştır buyruğunu…
İnönü öyle değildir; olması gerekeni, içilmesi gereken acı ilacı milletin burnunu sıkar ağzını açtırır öyle içirirdi.  O bir askeri bürokrattı. Liderlik vasfı, açıklık aleni oluş tabiatının gerisinde kalırdı.  Oysa liderleri ay gibidir; hep aydınlık yüzünü görürsün, nur gibidir ama asıl gizli gündemleri ayın arka yüzündedir.
-Mirim günümüz liderleri de mi aynı?

-Lider olduktan sonra aynıdır. Liderlerin dünü bugünü olmaz. Yarın da öyle olacaklardır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder