AH ŞU LİDERLER… GİZLİ GÜNDEM…
Hoca’nın biri abartmış; günün her saatinde K.Kerim okur,
tefsirle inceler, falan derken; bir ailesi olduğunu, onlarında nefsani zevk
eğlence taleplerinin olduğunu unutur… Bir gün böyle beş gün böyle gına gelir
kadına kıza da; ortaya amiyane bir halk darb-ı meseli çıkar: “Her gün Kur’an
her gün Kur’an, yoldan çıksın yanında duran.”
Haydi gelin bugün biraz tahlillerde bulunalım. Liderleri
konuşalım aklımız erdiğince.
-Mirim konuya ben başlayayım.
-Hay hay.
-Bir kişi hakkında lehte ve aleyhte konuşanlar varsa dip ve
zirve yapıyorsa o kişi liderdir.
-Doğru. Ama bu konu çooook su götürür… Öğünerek söylediğimiz
takdir edip göklere çıkardığımız iyi bir haslet deyip modellediğimiz bir
davranış, Fatih Sultan Mehmet’in sözü: “ Eğer düşüncemi sakalımdan bir tel
anlasaydı onu yolar atardım.” Fatih’e çevresi devlet işleriyle alakalı bir soru
sorar: “Hünkarım sefer hazırlığına başlayın buyurdunuz… Sefer nereye? Ona göre
hazırlanalım…” Sorusunun cevabıdır o…
Biz bu cevaba meftunuzdur… Saatlerce konuşur yüzlerce sayfa
makale yazabiliriz.. Halbuki bu cevabın arka planına baktığınızda, her liderin;
gizli bir gündeminin olduğunu, onu zihninde kalbinde taşıdığını, asıl hedefinin
o olduğunu düşünmeyiz. Zaten onu sezdiğinizde de o lider size düşman
olur çıkar… Önce itibarsızlaştırır; daha da yetmedi mi, seni suçlu ilan eder, elindeki
her türlü siyasi, sosyal, kanuni erki senin aleyhine kullanmaktan da çekinmez.
Tarihte lider vasfında görev yapmış ne kadar devlet adamı
varsa hepsi bu yola baş vurmuştur az veya çok…
-Mirim Atatürk ve İnönü içinde mi geçerli bu tahlil?
-Atatürk için denebilir ama İnönü için denilemez. İnönü daha
bir bürokrattır. Askeri bürokrat… Atatürk bir şeyi emrederken; ya kuvvetli bir
temele dayandırır ya da insanları şu veya bu şekilde ikna eder öyle ulaşırdı
hedefine. Çanakkale’de mermisi bitmiş bozulmuş
kaçmakta olan piyade birliklerimize; süngü taktırıp yeniden savaş
vaziyetine sokar ve : “Ben size ölmenizi emrediyorum.” Emrini verir. Bu emrin
arkasında herkes karizma ararken, askerimizdeki; şahadet aşkı, vatan sevgisi ve
Allah korkusunu atlar görmezden gelir. Mustafa Kemal bu temel duyguya
dayandırmıştır buyruğunu…
İnönü öyle değildir; olması gerekeni, içilmesi gereken acı
ilacı milletin burnunu sıkar ağzını açtırır öyle içirirdi. O bir askeri bürokrattı. Liderlik vasfı,
açıklık aleni oluş tabiatının gerisinde kalırdı. Oysa liderleri ay gibidir; hep aydınlık
yüzünü görürsün, nur gibidir ama asıl gizli gündemleri ayın arka yüzündedir.
-Mirim günümüz liderleri de mi aynı?
-Lider olduktan sonra aynıdır. Liderlerin dünü bugünü olmaz.
Yarın da öyle olacaklardır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder