RUH VE AKIL DAĞARCIĞI…
Dünkü Genel Geçer, Özel
Geçer yazımdan dolayı; ruhu ile aklını mütenasip gelişmesine zaman ayıramamış
bir dostum aradı.
-Aman Mirim insan dostuna “aklı
ile ruhu mütenasip gelişmesine zaman ayıramamış” diyerek insan dostunu refüze
eder mi?
-Kahya Efendi biraz
sabırlı ol. Yazının sonunda karar ver. Bak olay şöyle gelişti.
-Hasancığım dünkü yazında
Fussilet Suresi ayet 33. Bunun mealini nereden aldın?
-Ben genel de Diyanet
Mealini alırım kaynak olarak. Hayrola bir şey mi eksik?
-Yok eksik değil fazlası
var. Senin yazındaki meal şu: “Sizi Allah’a çağıran ve salih/iyi amel işleyen
ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?”
Oysa Diyanet mealinde:
““Allah’a çağıran,salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım”
diyenden daha güzel sözlü kimdir?” olarak yazıyor.
-Evet doğrudur. Bir dilden
bir başka dile yapılan çeviriler için şöyle bir yargı var: “Bütün çeviriler
haindir.” Diye… Önemli olan o dilin
aslını öğrenip konuyu o gözle anlamak.
-Buradan ölçü alırsak
Arapça mı öğrenmemiz lazım Mirim?
-Sadece Arapça değil. Zira
sadece Arapça öğrenmiş olmak “Kur’an-ı Kerim’i öğrendim biliyorum” anlamına
gelmez.O zaman Arapların hepsinin Kur’an’ı anlamaları gerekirdi… Zira İlahi
Kelam, Arapçanın ötesinde bir olaydır. Meal/çeviri, sadece senin taban olarak
anlamanı sağlar; tefekkürüne kapı açar. O kapıdan içeri girip labirentleri dolaşmak
sana kalmış. Bazen çıkış kapısını bulamadığın bile olabilir.
Bak bu ayette, “Güzel
sözlü insanları” nasıl tanımlıyor C. Hakk:
Bir: İnsanı, Allah’a hak
hakikate çağıran kişi. Yani sözlü olarak tebliğ eden; usulüne göre edebi ile
kırıp yarmadan.
K.Kerim, ikinci kişiye
geçmeden araya “ve” bağlaç koymuş. Diyanet onları “virgülle” karşılamaya
çalışmış. Oysa “ve” nin ifadesi ayrı “virgül”ün ifadesi ayrı. Bunu anlamalılar.
Uzman olan çevirmenlerin TÜRKÇE GRAMER bilgilerini gözden geçirmelerinde fayda
var.Virgül koyarsanız aynı kişiden bahsedersiniz oysa “ve” bağlacı ayrı kişi
ifade eder.
İkinci kişi; ameli salih
hayırlı iyi işler yapanlar. Onlar sözle
anlatanlar gibi değildir. Eylemleri dürüst ve başarılıdır.
Üçüncü kişiler: Ben şüphe
etmeden Müslümanlardanım; yani eylemlerini Allah’ın tercih ettiği şekle göre
uygulayanlar. Müslüman olmak, mü’min olmanın ötesinde bir eylemdir. Müslüman,
mü’minin bir üst kata terfi etmiş halidir. Orijinalinde üç kişiden bahsederken
Diyanet Mealinde iki kişiden dem vurulmaktadır.
-Mirim bu izahı arkadaşına
yaptın mı?
-Evet.
-Tamam anladım şimdi.
İnşallah o arkadaşın, Kur’an’ın orijinalini öğrenir de bu ince mizahları tadar,
anlar…
-Evet, ruh kemali için tek
cümle yeter. En nihayet kanaattir, imandır. Ama akıl kemali için dağarcığı
doldurmak lazımdır ki akıl doğru karar verebilsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder