ALLAH’I KANDIRMAYA ÇALIŞMAK 5…
Dünyevileşmiş bir ahlak ve dünyevileşmiş bir evlilik
anlayışı benim tabirim değil; Kur’anî bir tabir.
Şimdi hafızayı bir yoklayalım…
Efendimizin ilk evliliği Mekke’de nübüvvetten 15 sene önce
yirmi beş yaşında Hz. Hatice ile olur. Hz. Hatice 40 yaşları civarında daha
önce evlilik yapmış varlıklıca bir hanımdır. Dünyanın en emin insanı ile
evlilik yapar ve ona hem layık olur hem de elinden gelen desteği
esirgemez. Efendimizin 40 yaşında
nübüvveti ile o da çeşitli sıkıntılara
göğüs gerer. İbrahim, hariç Efendimizin erkek kız tüm çocukları bu hanıma nasip
olur.
Ecel ki, 620 yılında vefat eder.
Efendimize, -622 de Mekkelilerin baskısı doruk yapınca- “göç
et” emri gelir ve Medine’ye göç eder.
Efendimizin Medine hayatı çok eşliliğe örnektir. Hz. Hatice
ile yaşanan 25 yıllık evlilik tek eşliliğe örnek olurken Medine dönemi çok eşliliğe örnek olmuştur. Efendimizin Mekke hayatı çok sıkıntılı
geçmiştir. Medine hayatı Mekke
hayatından geri kalmamıştır. Nefisle mücadele, yeni İslama girmişlerin edep ve ahlakının yükseltilmeleri
ile mücadele, 10 seneye sığan üç temel
büyük savaş ve bir seri askeri operasyonlar. Ve üzerine eşlerinin hayat beklentileri ve
hırsları en nihayet Ahzap Suresi 28/29. Ayet
iner olayın tanımı konulmuştur: “Ey peygamber! Eşlerine şöyle de:
"Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız, gelin size bir şeyler
vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım.
Yok eğer Allah’ı, resulünü ve
âhiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden iyiliği seçenlere
büyük bir ödül hazırlamıştır."
Ayet açıkça Efendimizin eşlerine
dolaysıyla biz ümmetinin kadınlarına bu rolü tanımlamıştır. Dünya hayatı ve
güzellikleri yani dünyevileşmiş bir anlayış yeteri kadara rıza göstereceksiniz.
Zira onlar kabile geleneğinden gelen hem psiko sosyal itibar hem de maddi
varlıklardan biraz daha fazlaca pay umuyorlardı. Herhalde Mecsid-i Nevbevi’nin
etrafında birer gözlük odaya sığınmak nefislerine dar geliyordu deme ki.
Her ne ise ne olmuşsa olmuştur
sözün tamamı arife anlatılmazmış. Bize örnek olacak kadar şeyler olmuştur…
Dil ve edebiyatı yüksek değer ve
ürünleri bulunan Arap edebiyatının en güzel nasihatlerinden birisi doğar. Bir
baba gelin olacak kızına şu nasihatte bulunur:
“Kızım Kocanın dîne aykırı
olmayan isteklerini yerine getir.. Zıddını söyleme ve karşı gelme! Eğer karşı
gelip isyan edersen, kendine kinlendirip düşman edersin.. O, kederli olduğu
zaman sen neşeli olmaktan; neşeli olduğu vakit de sen hüzünlü görünmekten
çekin! Zîrâ onun üzüntülü zamanında senin neşeli görünmen, neşeli zamanında da
kederli bulunman onu sevmemenin, hislerine ve dertlerine ortak olmamanın delilidir.
Bu hal ise, sizi birbirinizden ayırmaya kadar götüren soğuk bir davranıştır.”
-Mirim
kadın erkek yaratılış ve evlilik konusunda
birbirlerine ne kadar muhtaçtır rolleri nedir? Dünyevileşmemin önüne nasıl geçilebilir?
-Kahya
Efendi istersen onu yarına bırakalım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder