GENEL GEÇER… ÖZEL GEÇER…
Genel geçer tabiri; her yerde, her zaman, her şartta aynı
netice vermesi anlamınadır.
-Mirim suyun 100 C0 de kaynaması gibi mi?
-Eh benzer ama tam değil. Zira saf suyun –sadece- deniz kenarında
kaynama noktası olarak 100C0 kabul edilir. Açık hava basıncında yani 76 cm civa basıncında.
Yükseklere çıkıldıkça suyun kaynama
noktası düşer.
-Peki ne o zaman genel geçer?
-Kur’an-ı Kerim’in genel hükümleri. Özel geçerse; bir konuda
birkaç seçenek olup peygamberimizin uyguladığını alırsanız tercih ederseniz o
özel geçerdir. Diğer seçenekler yok
değil tercih edilmemiştir. Bu iki ölçüyü her konuya uygulayabiliriz.
Tabi sen hemen örnek ve uygulama dersin. Mesela: Din
Görevlisi İmam Hatip ve Müezzinlere uygulayalım bu ölçüleri.
Öyle imam/müezzin arkadaşlar tanıdım ki adeta meddahvari Kur’an okurlar.
-Mirim bu da yeni mi çıktı? Meddah vari…
-Sevgili Kahyam, Kur’an’da bir soru cümlesi/ayeti ile cevabı olan ayeti aynı tonda okuyorsa bir
kari/İmam onun kıraati doğrudur ama
insanda deruni etki yaratmaz. Haz almazsın. Düz düz okumadır o. Oysa vücut dili
dediğimiz ses tonlaması ve vurgulu okumak esastır. Bunun için meddah vari
diyorum. Anlamını anlamasan da ses
tonundan bu ayetin azap ayeti mi, şefkat merhamet ayeti mi hüküm ayeti mi
sezmelisin.
Bir de özel geçere örnek vereyim: Mü’minlere namaz Miraç
olayı ile genel geçer oldu. Yıl 620. Yani hicretten 2 sene önce… 622 hicret ve
namaz özgürleşti.623 yılında İnsanları namaza çağıran bir usül aradılar… Çan,
hristiyan adeti; boru üfleme Yahudi geleneği.
Bayrak flama olası değil; en
güzel insan sesinde karar verildi ve bu ezan cümleleri sünnet olarak başladı.
İlk ezanı da Efendimiz Hz. Bilal’a okuttu. Bu tercih Bilal-ı Habeşi’nin, ne
kadim aşinalığına ne allame oluşuna ne de mebni bir sebebe bağlı idi sadece
güzel ses ve doğru tonlama ifadeleri idi… Zira aynı ezanı okuyacak yüzlerce
sahabe vardı o zamanda.
Haydi laf fazla uzatmadan konuyu toparlayalım. “Sizi Allah’a
çağıran ve Salih/iyi amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden
daha güzel sözlü kimdir?” Fussilet:33. Ayetini baz alırsak K.Kerim’e
uymuş oluruz. Genel geçerdir. K.Kerim; şekle, alete, araç gerece değil içeriğe
bakın! der. Bu ayet de müezzin ve imamları aklar. Herkes deruni bir kulağa ve
gırtlağa sahip olmayabilir. “Sen söze bak” der C. Hakk.
Oysa Efendimiz Hz. Bilal’i
seçerek güzel sesli olanı tercih etmiştir. Bu özel geçerdir. Tabi Efendimizin
bu güzel ses tercihini Diyanet İşleri Başkanlığımız olmazsa olmaz olarak alırsa
sünnete uymuş olur.Çok da güzel olur. Yani müzik kulağı gırtlağı olan müzik
bilgisi olan müezzin/imamlar seçilmelidir.
-Mirim bu konuyu Sayın
Cumhurbaşkanın sözü üzerine mi açtın?
-Yok Kahya Efendi o konuya
aklımız ne erer ne de dilimiz o kadar cesurdur. Beni aşar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder