MODEREN… AVUKAT MURAT TUNCAY…
Şayet duygusallığına yenilmemişse,
işin uzmanı kişilerin verdiği bilgilerle yaptıkları açıklamalar, insanlara yol
gösterir… Hayatınıza anlam da katarsınız… Birilerini eleştirmek yerine olması
gerekenleri yazarlarsa bal kaymak. Bunun tersi olursa da inadım inat direnir
dururlar; bu tavırları, ne kendilerini ikna eder ne de başkalarını…
Geçenlerde sosyal medya arkadaşlığımızın ötesinde aşina
olduğumuz bir delikanlı; Avukat Murat Tuncay şu aşağıdaki metni paylaşmış…
Nereden nereye geldiğimiz ve
nasıl bir toplum inşa ettiğimizi açıklayan bir metin, saygı duydum… Bu uygulamanın
nerelere kapı açtığını düşündüm.
İsterseniz gelin metni
okuyalım sonra düşünelim.
“Varsayalım 30
yaşınızda öldünüz ve geride 10 yıllık karınız, 8 yaşında bir oğlunuz ile yaşlı
anne ve babanız kaldı. 240 bin TL nakit para bıraktınız diyelim.
Bugünkü hukukumuza göre 30 yıllık anne ve babanıza hisse düşmez.60 bin TL'lik kısmı eşiniz ve 180 bin TL'lik kısmı da oğlunuz alır.
Feraize(dini hukuk) göre paylaşırlarsa eşiniz 30 bin TL, oğlunuz 130 bin TL, anneniz 40 bin TL babanız da 40 bin TL alır.
Modern hukuk böyle durumlarda yaşlı anneye-babaya miras kalmamasını bir türlü izah edemez. “
Bugünkü hukukumuza göre 30 yıllık anne ve babanıza hisse düşmez.60 bin TL'lik kısmı eşiniz ve 180 bin TL'lik kısmı da oğlunuz alır.
Feraize(dini hukuk) göre paylaşırlarsa eşiniz 30 bin TL, oğlunuz 130 bin TL, anneniz 40 bin TL babanız da 40 bin TL alır.
Modern hukuk böyle durumlarda yaşlı anneye-babaya miras kalmamasını bir türlü izah edemez. “
İşin uzmanı
değilim ama bu vatanda yaşayan, bu hukuk düzeni ile haklarımın tayin edildiği sistem
içerisindeyim.
Medeni hukuk
dediğimiz metni İsviçre’den tercüme ettik ve aynen uyguladık… Neden İsviçre
Medeni Hukuku derseniz sanırım; ilk Adliye Bakanımız Mahmut Esat Bozkurt’un
hediyesi… Zira adı geçen beyefendi daha öğrencilik döneminde Avrupa’da İsviçre’de
idi. Bir Osmanlı öğrencisi idi. Ne kader ki; onun öğrenciliği döneminde Osmanlı
düzeni dağıldı-dağıtıldı. Yerine küllerinden Türkiye Cumhuriyeti doğdu.
İrtica yasası
gibi bir yasamız var.
Eski Osmanlı
Hukuku, yasaları, örf ve adetleri yerine; yeni bir düzen ikame edilirken de
Miras Hukuku “eskiye bakılarak düzenleme yapılamaz olan İrtica Yasasına” takıldı
ve yukarıdaki metin ortaya çıktı.
Tamam, adam
parasını kazanmış kendi evladı ve karısından başkasına söz mü düşer. Böyle
düşünürsen ana ve babanı es geçmek zorundasın zira Avrupa toplum yapısı böyle.
Bu uygulama gizli
olarak şunları doğurdu bence:
Bir: Aile
bütünlüğünü darba dağın etti. Ataya ana babaya saygıyı kaldırdı.Toplumu çekirdek aileye dönüştürürken de “ana-baba
çocuklar” tanımı geldi. Çekirdek ailede ana babaya yer kalmadı zorunlu olarak kayınpeder
kayın valide, torunlarda büyük baba büyük anne hukuku kalmadı…
İki: Yaşlıya
saygı ve hürmeti kaldırdı.
İşin tuhafı bu
iki sosyal dönüşümü devlet eliyle yaptık maalesef.
-Mirim ondan
sonrada bas bas bağırıyoruz büyüklere saygı kalmadı diye. Otobüste trende
şurada burada yaşlıların ayakta, gençlerin koltukta oturmalarına hem şahit
oluyoruz hem de eleştiriyoruz. Yaşlının, kanun nazarında hukukunu görmezden
gelirsen şuuraltında gençlerin rahatsız
olmamalarına şaşmamak gerekir.
-Kahya Efendi,
oysa bizi toplum olarak ayakta tutan ne zenginliğimiz ne becerikliliğimiz; bizi,
ayakta tutacak tek dinamik aile yapımız… Aile ve Soysal Politikalar
Bakanlığımız yaraları sarmaktan önce toplumu inşada yara açacak yasalara dikkat
etmeli…
-Mirim inşallah
bu aymazdan kurtuluruz.Tamam el alem nasıl yapıyor bu yasaları inceleyelim de
bize yakışan ve bize uyan yasaları ya kendimiz yapalım ya da aynen almak yerine
kendimize uyduralım…
-İnşallah.
Osmanlı döneminde huzurevi kavramının olmayışı belki de bu sebepleydi..
YanıtlaSil