5 Şubat 2018 Pazartesi

MODEREN… AVUKAT MURAT TUNCAY…

MODEREN… AVUKAT MURAT TUNCAY…
Şayet duygusallığına yenilmemişse, işin uzmanı kişilerin verdiği bilgilerle yaptıkları açıklamalar, insanlara yol gösterir… Hayatınıza anlam da katarsınız… Birilerini eleştirmek yerine olması gerekenleri yazarlarsa bal kaymak. Bunun tersi olursa da inadım inat direnir dururlar; bu tavırları, ne kendilerini ikna eder ne de başkalarını…
Geçenlerde  sosyal medya arkadaşlığımızın ötesinde aşina olduğumuz bir delikanlı; Avukat Murat Tuncay şu aşağıdaki metni paylaşmış…
Nereden nereye geldiğimiz ve nasıl bir toplum inşa ettiğimizi açıklayan bir metin, saygı duydum… Bu uygulamanın  nerelere kapı açtığını düşündüm.
İsterseniz gelin metni okuyalım sonra düşünelim.
“Varsayalım 30 yaşınızda öldünüz ve geride 10 yıllık karınız, 8 yaşında bir oğlunuz ile yaşlı anne ve babanız kaldı. 240 bin TL nakit para bıraktınız diyelim.
Bugünkü hukukumuza göre 30 yıllık anne ve babanıza hisse düşmez.60 bin TL'lik kısmı eşiniz ve 180 bin TL'lik kısmı da oğlunuz alır.
Feraize(dini hukuk) göre paylaşırlarsa eşiniz 30 bin TL, oğlunuz 130 bin TL, anneniz 40 bin TL babanız da 40 bin TL alır. 
Modern hukuk böyle durumlarda yaşlı anneye-babaya miras kalmamasını bir türlü izah edemez. 
İşin uzmanı değilim ama bu vatanda yaşayan, bu hukuk düzeni ile haklarımın tayin edildiği sistem içerisindeyim.
Medeni hukuk dediğimiz metni İsviçre’den tercüme ettik ve aynen uyguladık… Neden İsviçre Medeni Hukuku derseniz sanırım; ilk Adliye Bakanımız Mahmut Esat Bozkurt’un hediyesi… Zira adı geçen beyefendi daha öğrencilik döneminde Avrupa’da İsviçre’de idi. Bir Osmanlı öğrencisi idi. Ne kader ki; onun öğrenciliği döneminde Osmanlı düzeni dağıldı-dağıtıldı. Yerine küllerinden Türkiye Cumhuriyeti doğdu.
İrtica yasası gibi bir yasamız var.
Eski Osmanlı Hukuku, yasaları, örf ve adetleri yerine; yeni bir düzen ikame edilirken de Miras Hukuku “eskiye bakılarak düzenleme yapılamaz olan İrtica Yasasına” takıldı ve yukarıdaki metin ortaya çıktı.  
Tamam, adam parasını kazanmış kendi evladı ve karısından başkasına söz mü düşer. Böyle düşünürsen ana ve babanı es geçmek zorundasın zira Avrupa toplum yapısı böyle.
Bu uygulama gizli olarak şunları doğurdu bence:
Bir: Aile bütünlüğünü darba dağın etti. Ataya ana babaya saygıyı kaldırdı.Toplumu  çekirdek aileye dönüştürürken de “ana-baba çocuklar” tanımı geldi. Çekirdek ailede ana babaya yer kalmadı zorunlu olarak kayınpeder kayın valide, torunlarda büyük baba büyük anne hukuku kalmadı…
İki: Yaşlıya saygı ve hürmeti kaldırdı.
İşin tuhafı bu iki sosyal dönüşümü devlet eliyle yaptık maalesef.
-Mirim ondan sonrada bas bas bağırıyoruz büyüklere saygı kalmadı diye. Otobüste trende şurada burada yaşlıların ayakta, gençlerin koltukta oturmalarına hem şahit oluyoruz hem de eleştiriyoruz. Yaşlının, kanun nazarında hukukunu görmezden gelirsen şuuraltında  gençlerin rahatsız olmamalarına şaşmamak gerekir.
-Kahya Efendi, oysa bizi toplum olarak ayakta tutan ne zenginliğimiz ne becerikliliğimiz; bizi, ayakta tutacak tek dinamik aile yapımız… Aile ve Soysal Politikalar Bakanlığımız yaraları sarmaktan önce toplumu inşada yara açacak yasalara dikkat etmeli…
-Mirim inşallah bu aymazdan kurtuluruz.Tamam el alem nasıl yapıyor bu yasaları inceleyelim de bize yakışan ve bize uyan yasaları ya kendimiz yapalım ya da aynen almak yerine kendimize uyduralım…

-İnşallah. 

1 yorum:

  1. Osmanlı döneminde huzurevi kavramının olmayışı belki de bu sebepleydi..

    YanıtlaSil