1 Nisan 2018 Pazar

TAVRI İNÂDÎ…


TAVRI İNÂDÎ…
-Mirim, Küfrü İnadî’yi bilirdik de bu Tavrı İnâdî ne iş?
-Kahya Efendi evet “Küfrü İnadi” diye bir deyim var. Her türlü açıklığa rağmen inanmayan demek…
-Mirim Açıklık ve İnanmak yan yana gelince imanın gücünü oluşturur; -amenna- bazen de imanın güçlüğünü…Dini konularda gaybe inanmak kolaydır da aleni açık olana inanmak zor olsa gerektir.
-Evet doğru… Açık aleni olana inanmak çok zordur; dini koularda… Bu tip inançsızlıklara KÜFRÜ İNADİ derler.  En güzel örneklerini Sahabe yaşamıştır. Sahabenin imanı onun için kıymetlidir. Zira evveliyatını bildikleri; öksüz-yetim, güvenilir ve adam gibi adam olmaktan başka, -derinlemesine- varlığı, mahareti olmayan, Abdülmuttalib’in torunu, Abdullah ve  Amine çiftinden doğan, Hatice’nin kocası işte(!) birisi çıkıyor ve nübüvvetini ilan ediyor. Ona inanmak kolay olmasa gerektir. Bize göre ne var; C. Hakk inanın, diyor inanıyoruz.
Gelelim TAVRİ İNADİ’YE.
İnat etmek, reddetmek, kabul etmemek bizim-biz insanların- en temel duygularımızdan birisi. Mesele; şayet bu temel duygumuzu doğru kullanırsak; iyilikte, hayırda, güzellikte kullanırsak, engellemelerine rağmen direnirsek bizi olgunlaştırır. Ana yolda sebat etmek, o yoldan sapmamak için kullanırsan bizi hidayete eriştirir. Amma güzele, doğruya  çağrıldığında inat edersen bil ki; nefsine yenilmiş ve yalnız kalmışsındır.
Genel de kelimeleri kullanır da kökeni içeriğini araştırmayız.
Tavır; yaklaşmak, etrafında dolaşmak, hiza, hal, durum anlamına geliyor. Güncel adı VİZYON…
İnat;  “anede” kökünden geliyor; savaşmak, uzaklaşmak, mücadele etmek, muhalefet etmek, kibirlenmek, bilerek hakkı kabul etmemek, -en esprili kısmı da- sürüden ayrılıp tek başına otlamak, anlamına geliyor.
-Mirim artık gerisini anlatmaya gerek kalmıyor bence.
-Bence de…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder