2 Nisan 2018 Pazartesi

KAR… ZARAR… FIKIH…


KAR… ZARAR… FIKIH…
Sabahleyin güneş ha doğdu ha doğacak saatlerde esnaf sohbeti çok tatlı olur.
Dünün yorgunluğunu atmış bir umutla yeni güne başlamış biri…
-Selamün aleyküm… Hayırlı işler.            
-Aleyküm selam.
Susamlı poğaçamızı aldık… Baktım Kral Tv. Elif Buse ablamız-klarnetçi Serkan’la program yapan türkücü- şarkısını okuyor. Sordum:
-Kim bu hanım kız?
-Bilmem Hocam. Ben tv. İzlemiyorum. İşte bir ses olsun. Müşteri arıyor…  “Neden?”
-Hocam ne izleyeyim; tv’lere bakarsan bütün gelinler fahişe,  bütün erkekler cinsel istismarcı, katil… Siyaset desen ha keza. Ekonomi desen her şey zirve yapıyor bizim ceplerde para yok. Asgari ücret desen nereden baktığına bağlı… Diziler desen dökülüyor. Nasıl düzelir bu işler bilmem?..
-Çooook haklısın bu işlerin böyle olmasının önce sebebi –tabi bence- MASUM İTAATSİZLİK. Bir iki örnek… Öğrenci için en makbul öğretmen; notu bol, muhabbeti iyi, dersler şamata harala gürele geçen öğretmen. Be evladım; devlet sana okul açmış sınıf ayarlamış, kitabını vermiş, program ayarlamış, öğretmen vermiş, konu belirlemiş, sınıfı ışıtmış ısıtmış, temizlemiş elektrik suyunu ayarlamış… Otur şu nefsini kır da konuyu öğren. Öğrenen –ki azınlıktır-öğrenir, öğrenmeyen ayak direr.
Başka örnek; emniyet kemeri… Senin kendi can meselen ama anlatamazsın… Takmaz…
-Hocam anladım. Çözüm ne?..
-Muhterem bana göre çözüm FIKIH BİLİMİNİN tarifinde: FIKIH; BİR KİŞİNİN KENDİ LEHİNE VE ALEYHİNE OLAN İŞLERİ ARAŞTIRIP İNCELEYİP BİLMESİDİR. Yani kar zarar farkını görüp güncel işlerini kim ki düzene soktu; işte o zaman hem kendisi hem de toplum kurtulur. Yoksa ümit besleme…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder