AİRPORT…
Nefsine söz geçiren, herkese söz
geçirebilir, diye bir anlayış vardır… Bana sorarsanız: “Bir üçgenin iki kenar
uzunluğunun toplamı üçüncü kenardan daha uzundur,” kadar da doğrudur.
Geçenlerde yine bir şafak vakti
AİRPORT programını izliyorum. Güntay ŞİMŞEK’in sunduğu. Başka dünyalara kapı
açıp, başka kültürleri tanıttığı, farklı bilgiler devşirdiği için hoşuma gider.
Sanırım 16 Eylül. Bir konuğu var: Dr.Serdar SAVAŞ…
Serdar Bey Genetik Konularda
yoğunlaşmış; çok farklı bilgiler verdi. Hemen kısaca özet:
Bir: İnsanlar uçak
seyahatinde daha çok radyasyon alırlar…
İki: Bu nedenle de DNA kırıkları meydana gelme riski artar.
Üç: kırık meydana gelmişse de
tedavi süreci uzayabilir.
O nedenle; Pilotlar, kabin
görevlileri dikkat etmeliler. Tabi bir de sıkça seyahat etmek zorunda kalanlar.
Program sonunda da konu: “Gittiğiniz
Ülkede Nasıl Beslenmeliyiz?” Güntay Bey’in
sorusunun girizgahı:
Dr. Serdar: “Güntay Bey bu
sorunun cevabı; Dr Serdar olarak sorarsan farklı, kişi Serdar olarak sorarsan
farklıdır. Dr. Serdar’a göre: Gittiğiniz
ülkede et cinsi şeylerden uzak durun metabolizmanız yorulmasın bozulması. Hiçbir
şey olmasanız dahi ishal olursunuz. Sebze
meyve türü şeyleri tercih edin. Ama bana
sorarsanız ben Adanalıyım yeme içmeyi çok severim hemen dalarım etli butlu
şeylere tabi sonuç malum; yurt dışından hep hasta ve sıkıntılı gelirim.”
Program sonundaki bu cevap ve
yaklaşım beni şok etti. Onca teknik
bilgiden sonra böyle kendine yenik düşmeyi anlamaya çalıştım Hafızam şu ayete bağladı…Nahl Suresi Ayet 92:
“Bir toplum (ümmet),
başka toplumdan üstün diye, yeminlerinizi bozulabilir sayıp “ipliğini sağlam
eğirdikten sonra çözüp bozan kadın” gibi olmayın. Allah bu şekilde sizi sınar. Kıyamet
günü, aranızda anlaşmazlığa düştüğünüz
konuları size elbette bildirecektir.”
Dr. Serdar Beyin iş buna benzedi…
-Mirim bu ayetin anısı ne ola ki? C. Hak örneklediğine
göre.
- Mekke’de yaşayan bir kadın vardır... Adı: Saide... Eset kabilesinden... Bu kadın psikopat bir
tip; takıntılı... Bu kadın, öğleye kadar iplik büker, öğleden sonra da
takıntılarının esiri olur bükmüş olduğu ipi çözer atar, dağıtırdı.
K.Kerim toplumdaki bir kişiyi
kişilikleri bazen modelleyerek bize davranış kazandırır...
-Mirim yani Serdar Bey herkese
anlatıyor da nefsine anlatamıyor mu? İmamı Azam olayı ile ölçersek tesiri
olmaza geliyor. Malum: Kadının biri İmamı Azama gelir ve her ne sebepse
çocuğunun bal yememesini istemesine rağmen sözünü geçiremediğini bu nedenle
çocuğu ikna etmesini rica eder… O da “Kırk gün sonra geliniz şimdi uygun
değilim,”der.
Kırk gün sonra geldiklerinde
çocuğun başını sıvazlar ve “Haydi evladın göreyim seni bundan sonra ailenden
bal isteme ve sen de yeme!” Nasihat bu kadar. Aile hödük: “Ya İmam bizi kırk
gün bunun için mi beklettin?” Cevap enteresan:
-Ben daha o gün az evvel bal
yemiştim. Sözüm tesir etmezdi. Kırk gündür bal yemeyi bıraktım ki; sözüm tesir
etsin. Bi iznillah çocuğunuz bal talep etmeyecek ve yemeyecektir.”
Mirim bu ayet bir de Batılı
hatta Uzak Batılı DOSTLARIMIZI(!) da kapsıyor bana göre…Onlar da verdikleri
sözü tutmuyorlar…Akit ve ahitlerini bozuveriyorlar güçlerine güvenip…
-Sevgili Kahyam konu
anlaşılmıştır. Lafın tamamı aptala söylenirmiş; herkes ne diyeceğimi gayet iyi
bilir: Cümlemizin cümlenizin CUMASI HAYROLSUN…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder