20 Aralık 2017 Çarşamba

YAHUDİ GÖZÜYLE YAŞAM...

TEK SORU ÇOK CEVAP…
Soruların bir özelliği vardır: Cevaplandığında soranın aklını doldurur; konunun da bütünleşmesini sağlar…
-Mirim tamam; cevap, aklı tatmin eder etmesine de kalbi tatmin eder mi?
-Kahya  Efendi kalp tatmini  C. Hak’la kişinin kendi elinde. Allah, bir kişiye kalp inşirahı vermedi mi; yapacak bir şey kalmaz. Hidayet veren ancak O… Mutmain olmanın yolu teslimiyetten geçer. Yoksa aklî bir sürü veri dururken insanoğlu kazıklaşır da kazıklaşır. İnadım inat olur…
Hürmet duyduğum bir abimiz  günümüz Yahudilerinin nesil ve nesepleri hakkında bir soru sormuş. Neyse dilimiz döndüğüce söyledik.
Ancak bir iki husus var onu dile getirelim:
Birincisi: Biz Türk milleti olarak Yahudilerle ilişkimiz  atalarımızın Orta Doğu’ya adım atmalarından sonra başlar. Yani yıl olarak 750 yılından sonra. O zamanın Orta Doğu’sunda hakim toplum Arap milleti, devlet olarak da Abbasilerdir. Anadolu’da da tabiî ki Rumlar yani Bizans Devleti.
Oysa  Arapların, Yahudilerle ilişkileri bizden çok çok eskidir.
Efendimiz ve İslam’ın tebliği zamanını ölçü alsak 610’lu yıllarda Mekke ve Medine’de Yahudiler vardı… Hatta Efendimizin nübüvvetini, K.Kerim’in inzal olacağını da biliyor ve bekliyorlardı…
İkincisi: K.Kerim parça parça günlük olaylara cevap olacak şekilde, kişi/toplum olgunluğunu gerçekleştirecek şekilde gün be gün nazil oldu.
İşte bu ayetlerden birisi; Yahudilerin büyük büyük dedeleri olan Hz. İbrahim için “O da zaten Yahudi idi. Bizden birisi idi” demeleri üzerine C. Hakk Âli İmran Suresinde:
67. İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.
68. Şüphesiz, insanların İbrahim’e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü’minlerdir. Allah da mü’minlerin dostudur.
Ayetlerini inzal ederek konuyu açıklamıştır.
-Mirim; Tevrat Zebur haydi İncil, Hz. İbrahim’den yıllar yıllar sonra nazil oldu. O nasıl Yahudi veya Hristiyan olabilir?
-Kahya Efendi imanda akıl geçmez; inançta kalp geçer. Öyle görmek istiyorlar da ondan. Hem Yahudilerin bir özelliği vardır; gerçi hoş tüm insanlarda vardır bu özellik de Yahudilerde biraz abartılıcadır. Yahudiler, ait olmazlar tabi olmazlar; daima ait kılarlar, o kavramı kendi nefislerine uydururlar…
Mesela: Bir Allah’a inanırlar ancak onların Allah’ı, kendilerine aittir. Yahudileri sever korur kollar. Diğer kullarını görmezden gelebilir. Diğer kullarının mal ve canlarını Yahudiler lehine helal sayabilir. Yahudilerin Tevhit anlayışı kısıtlı sınırlandırılmış yani Teşrit edilmiş şart koşulmuş bir tevhit anlayışıdır. Hristiyanların tevhit anlayışı teşrikidir. Şirket ortaklığı gibi baba-oğul ve kutsal ruh üçlemesinden bire ulaşmaktır. Bu da üçüncüsü…
Kısaca söylersek: Yahudilik, nefsaniliğin doruk yapmış şeklidir.
-Mirim Yahudiler ilim sanatta olduğu gibi ticarette de başarılılar…
-Evet. Konuyu fazla uzatmadan sıkmadan bir ara o konulardan  da dem vururuz. Yarın Hz. Yusuf konusuna devam ederiz.
Yarın kısaca zindan hayatı ve Hz. Yusuf’un ikbali…İtibarlı hayatı.

Devamı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder