KISA
KISA… FİLİSTİN 12…
MAKUL
VE MASUM KARİNESİ …
-Mirim
şu 62. ayete bir daha bakar mısın? “62. Yûsuf, adamlarına dedi ki:
“Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki
ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”
Yusuf
kardeşlerine hem zahire verdi hem de zahire /buğday bedellerini tekrar geri
iade etti almadı. Burada; bir adaletsizlik, adam kayırmak, pozitif ayrımcılık
yok mu?
-Kahya
Efendi; K.Kerim ayetleri yani C. Hakk tarihi bir olayı verirken ayıklama
yapmaz. Neyse odur. Tarihi olayları saptırmak ayıklamak biz insanların işidir.
Onun için tarihi olaylar, onu vesika haline getirenlerin yaklaşımlarına göre değişir.
Burada C. Hakk neyse o olarak bize olayı
anlatmaktadır. Buradan ders çıkaracak bizleriz.
Evet Yusuf pozitif ayrımcılık yapmış ve kardeşlerini koruyup
kollamıştır.
Bir
konuda insan faktörü varsa demek ki böyle şeyler vaki olabiliyor. Peygamber bile
olsa bir kişi böyle bir zaafa düşebiliyor. Zaten Hz Yusuf da sözü ile bunu
itiraf ediyor. “ 53. “Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin
merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim
çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi…
-Tamam Mirim demek ki akçeli işler veya iradeli kararnameli
işlerde bazen yönetimler zaaf gösterebiliyor. Yalnız makul ve masum karinesi ne
iş?
-Kahya Efendi, insanlar
pozitif ayrımcılık yaparken kendilerinde makul ve masum veri tabanına oturtacak
gerekçeler bulurlar/yaratırlar. Bazen bu
gerekçeler zorlama da olabilir. Ama insanoğlu hep olaylarını bu gerekçelere dayandırdığını
zanneder bazen de bu ayırımcılığa gerekçe bulmuş olur. Makul; akla yatkın akla
uyan usule kanuna uyan demektir. Masum da insanın ruh yapısına vicdanına uyan
demektir.
Yusuf kardeşlerinin tekrar zahire almaya gelmeleri için
onların bedellerini iade eder; tabi bir de isteği vardı ya; BÜNYAMİN’i de getirmeleri. Zahire hissesi almak için.
Olaylar şöyle gelişir.
Kardeşleri babalarına varır; olayı anlatırlar ve bir daha ki
sefere Kardeşlerini de götürmek isterler bunun
üzerine Yakup(a.s) neyse
anlatmayayım ayetlere göz atıverin gerisini siz anlarsınız.
63. Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık
zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım.
Onu biz elbette koruruz” dediler.
64. Yakub onlara, “Onun hakkında size ancak, daha önce
kardeşi hakkında güvendiğim kadar güvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O,
merhametlilerin en merhametlisidir” dedi.
65. Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri
verildiğini gördüler. “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de
bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve
bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir
zahiredir” dediler.
66. Babaları, “Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu
bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu
sizinle göndermeyeceğim” dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, “Allah
söylediklerimize vekildir” dedi.
67. Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı
kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam.
Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız
O’na tevekkül etsinler” dedi.
68. Babalarının emrettiği şekilde (ayrı kapılardan)
girdiklerinde (bile) bu, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan uzaklaştıracak
değildi. Sadece Yakub, içindeki bir dileği ortaya koymuş oldu. Şüphesiz o, biz
kendisine öğrettiğimiz için bilgi sahibidir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
YUSUF KARDEŞİ BÜNYAMİN’E KAVUŞUYOR…
Peki diğer kardeşlerine tutumu nasıl oldu? Makul ve masum
hile; inşallah yarın…
DEVAMI VAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder