26 Aralık 2017 Salı

FİLİSTİN 12

KISA KISA…  FİLİSTİN 12…
MAKUL VE MASUM KARİNESİ …
-Mirim şu 62. ayete bir daha bakar mısın? “62. Yûsuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”
Yusuf kardeşlerine hem zahire verdi hem de zahire /buğday bedellerini tekrar geri iade etti almadı. Burada; bir adaletsizlik, adam kayırmak, pozitif ayrımcılık yok mu?
-Kahya Efendi; K.Kerim ayetleri yani C. Hakk tarihi bir olayı verirken ayıklama yapmaz. Neyse odur. Tarihi olayları saptırmak ayıklamak biz insanların işidir. Onun için tarihi olaylar, onu vesika haline getirenlerin yaklaşımlarına göre değişir.  Burada C. Hakk neyse o olarak bize olayı anlatmaktadır. Buradan ders çıkaracak bizleriz.  Evet Yusuf pozitif ayrımcılık yapmış ve kardeşlerini koruyup kollamıştır.
Bir konuda insan faktörü varsa demek ki böyle şeyler vaki olabiliyor. Peygamber bile olsa bir kişi böyle bir zaafa düşebiliyor. Zaten Hz Yusuf da sözü ile bunu itiraf ediyor. “ 53. “Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi…
-Tamam Mirim demek ki akçeli işler veya iradeli kararnameli işlerde bazen yönetimler zaaf gösterebiliyor. Yalnız makul ve masum karinesi ne iş?
-Kahya Efendi,  insanlar pozitif ayrımcılık yaparken kendilerinde makul ve masum veri tabanına oturtacak gerekçeler bulurlar/yaratırlar.  Bazen bu gerekçeler zorlama da olabilir. Ama insanoğlu hep olaylarını bu gerekçelere dayandırdığını zanneder bazen de bu ayırımcılığa gerekçe bulmuş olur. Makul; akla yatkın akla uyan usule kanuna uyan demektir. Masum da insanın ruh yapısına vicdanına uyan demektir.
Yusuf kardeşlerinin tekrar zahire almaya gelmeleri için onların bedellerini iade eder; tabi bir de isteği vardı ya; BÜNYAMİN’i  de getirmeleri. Zahire hissesi almak için. Olaylar şöyle gelişir.
Kardeşleri babalarına varır; olayı anlatırlar ve bir daha ki sefere Kardeşlerini de götürmek isterler bunun  üzerine Yakup(a.s)  neyse anlatmayayım ayetlere göz atıverin gerisini siz anlarsınız.
63. Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz” dediler.
64. Yakub onlara, “Onun hakkında size ancak, daha önce kardeşi hakkında güvendiğim kadar güvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir” dedi.
65. Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir zahiredir” dediler.
66. Babaları, “Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim” dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, “Allah söylediklerimize vekildir” dedi.
67. Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler” dedi.
68. Babalarının emrettiği şekilde (ayrı kapılardan) girdiklerinde (bile) bu, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan uzaklaştıracak değildi. Sadece Yakub, içindeki bir dileği ortaya koymuş oldu. Şüphesiz o, biz kendisine öğrettiğimiz için bilgi sahibidir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
YUSUF KARDEŞİ BÜNYAMİN’E KAVUŞUYOR…
Peki diğer kardeşlerine tutumu nasıl oldu? Makul ve masum hile; inşallah yarın…

 DEVAMI VAR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder