19 Aralık 2017 Salı

MEDRESE-İ YUSUFİYYE

KISA KISA…  FİLİSTİN 8…
MEDRESE-İ YUSUFİYYE …
-Kahya Efendi söz senin; ben, madem ki Hz. Yakub’la alakalı erken bilgi verdim.
-Evet. Sonucunu erken söyledin; gözlerine ak düşüp kör olduğunu. Fıkra şu:
Temel, İngiltere’ye çalışmaya gider ve bir iş bulur; ünlü bir tiyatro salonunda teşrifatçılık. Gelen  izleyicilerin yerlerini bulmakta yardımcı oluyor.
 Cinayet, aşk,  hile, desise ne derseniz artık; ünlü bir yazarın sahnelenmiş oyununun prömiyeri oynanacak. Biletler aylar önce tükenmiş. Şaşaa dorukta.
Kelli felli baron mu lord mu neyse biri gelir ve Temel’e
-Bana güzel bir yer ayarla sana yüklüce bahşiş vereyim, der.
Temel; kurnaz, üç beş tane bilet almış, zula da bekletiyor.
-Kahya Efendi Türk zekası işte. Oraya da karaborsayı sokuyorlar derbi maç biletleri gibi.
-Evet. Adamı hooooop ikinci sırada güzel bir yere oturtur.  Tabi ki bahşişini beklemede…
Adam, umulmadık şekilde bozukluklardan üç beş kuruş sıkıştırıverir eline Temel’in.
Temel, bir paraya bakar bir adama. Kaldırsa kaldıramaz. Adam oturdu elinde de bileti var.
Temel, sisteme kazık atmıştır ama Adam da Temel’e kazık atmış oluyor.
Ya postal yemiş asker gibi sineceksin, yediğin kazığı sindireceksin; ya da intikam alacaksın…  
Ama Temel öyle sinecek cinsten değil; intikamını alır… Adamın kulağına fısıldayıverir:
-Katil, hizmetçi…
-Kahya Efendi intikam böyle alınır demek ki. Haydi artık oyunu zevkle izle(!)
Gelelim Medrese-i Yusufiyye meselesine.
Hz. Yusuf’la Azizin karısı arasındaki olaylar şöyle gelişir.
31. Kadın, bunların dedikodularını işitince haber gönderip onları(dedi kodusunu yapan kadın arkadaşlarını) çağırdı. (Ziyafet düzenleyip) onlar için oturup yaslanacakları yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yûsuf ’a, “Çık karşılarına” dedi. Kadınlar, Yûsuf ’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. “Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir” dediler.
Siz olsaydınız ne yapardınız? manasına getirerek:
32. "İşte" dedi, "bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de; o, namuslu davrandı. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır".
Hz. Yusuf bu ahlaksız teklife uymamak için C. Hakka yalvarır.
33. Yusuf dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum".
34. Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir.
35. Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf'u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı.
Seçtiğimiz ayetlerden çeşitli değerlendirmeler mümkün.
Mavi kanlıların suçlanmaları… Mavi kanlılar, kendileri hakkında suçlamaları kabullenmezler. Aziz’in Hanımı bir örnektir. Kendisini aklamak için, dedikoduyu kapatmak için, yaptığı teklifi mazur göstermek için çeşitli yollara başvurur.
Yusuf, harama girmektense hapse girmeyi murat eder de C. Hakk duası gereği ona Yusuf’a uyar. Dünyevi külfetler bazen insanın olgunlaşmasına vesile olur.
Yönetimler bazen kişinin masum olduğunu bile bile mahkumiyet kararı alabilirler. Bu, kişiyi kanun ve hakim otorite yanında suçlu kılsa bile kendi vicdanı ve kamu vicdanı yanında masum ve temiz kalırlar. Örnekleri çoktur; hem de İslam coğrafyasında bir haylidir. Mesela: İmamı Azam  kadılık görevini alması hususunda ısrar edilmiş kabul etmemesi üzerine hapse atılmıştır ve hapiste dayak cezası  neticesinde ruhunu teslim  etmiştir. Keza İmam şafi o da düşüncelerinden dolayı mahkumlardan bir örnektir. 
Hz. YUSUF’UN HAPİSHANE HAYATII…

Devamı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder