TOPRAK…SU… TEDBİR…,
Tabiatın, kendisini yineleme
özelliği vardır; şaşmaz kurallar haline bile gelebilir. Karadeniz yıllardır
facialara gebedir; kanıtı bu sene bir hayli oldu maalesef…
İnsanoğlu, tabiatla iç içe
olduğuna göre; onun ip uçlarını, iyi takip etmesi gerekmekte. Bu nedenle
de başarılı bir devleti tanımlamada tek
ölçü haline gelmiştir: “Toprağını ve suyunu kontrol edemeyenler devlet olamaz.”
Günümüz modern devlet anlayışında;
erkan ve devlet kuramcıları, devleti üreten değil, yöneten bir sistem olarak
kurguladılar…
İstediğimiz yönetim biçiminin
dışına çıkanları, asi kabul ettik. Terörist dedik anarşist dedik. Eli silaha
gidenlere sözümüz asla olamaz. Ancak
çarşı pazar market terörünün altında yatanları iyi irdelemek gerekir. Karaborsa
ihtikar gibi maniplasyon enstrümanlarını kullanan nefsine yenilmişlerin
yanı sıra üretimde şevkini yitirmiş ve
doğal afetlerle boğuşan üretici vatandaşlarımıza biraz kulak vermek gerektiği
kanaatindeyim.
Ülkemizin sebze zerzevat üretim
yerlerine sel basması günümüz teknolojisinde kabul edilebilir bir afet olamaz.
O bölgeleri bir havza olarak düşünüp toprağını ıslah edemiyorsan dere drenaj
açıp o bölgeleri sel felaketine maruz kalmaktan kurtaramıyorsan toprağını ve
suyunu yönetemiyorsun demektir.
Trakya Meriç havzası her sene sel
felaketine uğraması adeta kaderi haline gelmiş. Güney sahillerimiz, Antalya
sebze üretim havzalarımız adeta sel felaketinin aboneleri haline gelmiş.
Lafı uzatmaya gerek yok;
toprağını ve suyunu kontrol edemiyorsan başarılı bir devlet değilsin.
-Mirim devletler kusur işlemezler
biliyorsun devlet suç da işlemez onun için yönetim zararı zayiatı der geçerler.
-Tamam Kahya Efendi de devletin
kusurunu vatandaş millet taşır da ondan. Çarşı pazar market yangınını kim
çekiyor? Doğalgaz, elektrik, su, kimi acıtıyor? Tabi milleti… Bu konularda
devletin kasasının milletin kesesi kadar zarar çektiğini sanmıyorum…
Çözümün; tedbirlerin yeterince
irdelenip gereği kadar alınmasından geçeceğine inanıyorum. Tüm eş dost ahbabı yarana sağlık afiyetler
dilerim.
Bu vatan bu toprak bizim; yeter
ki, gönlümüzdeki inşirahı, coşkuyu kaybetmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder